Hz. Süleyman Mührü
Yazımıza bazı sorularla başlayalım. Önce bu sorulara vereceğimiz cevaplarla temel konulara açıklık getirelim. Sonra “Hazreti Süleyman (as) Mührü Yüzük” ya da başka bir ifadeyle “Mührü Süleyman Yüzük” hakkında bilgiler verelim.
Cevap vereceğimiz birinci soru Hz. Süleyman (as) kimdir?
Hz. Süleyman (as) ne zaman, nerede doğdu?
Nerede yaşadı, ne zaman, nerede vefat etti?
Hz. Süleyman (as) peygamber mi, kral mıydı? Yoksa her ikisi mi? Onun (as) diğer peygamber ya da krallardan farklı ne gibi özellikleri vardı?
Bunun gibi birçok soru daha sorulabilir ancak bu kadarı yeterli. Bu sorulara vereceğimiz cevaplarla Hz. Süleyman’ı (as) yeterince tanımış oluruz diye düşünüyorum.
Tarihi kaynaklardan öğrenebildiğimiz kadar Hz. Süleyman (as) MÖ. 970 yılında doğmuştur. Dini kaynaklara göre Kudüs’e yakın Gazze’de doğmuştur.
Hz. Süleyman (As) Hem Peygamber Hem De Kral Mıydı?
Babası, Allah (cc) tarafından kendisine Zebur indirilen hem peygamber hem de kral olan Hz. Davud’dur (as). Henüz on iki yaşındayken babası Hz. Davud’un (as) yerine tahta çıkmıştır. Babası (as) gibi Allah (cc) kendisini İsrail oğullarına peygamber olarak göndermiştir.
Tahta çıktığında babası Hz. Davud’un (as) Kudüs’te yapımına başladığı Mescid-i Aksa henüz tamamlanmamıştı. Hz. Süleyman (as) emrindeki cinleri çalıştırarak Mescid-i Aksa’nın yapımını kısa sürede bitirmiştir.
Hz. Süleyman (as), cinlere hükmetmesiyle biliniyor. Allah (cc), O’na (as) diğer peygamberlerden farklı olarak cinlere hükmetme gücü vermişti.
Hz. Süleyman (as) halkını adaletle yönetmiştir. İnsanları Allah’ın (cc) varlığına ve birliğine çağırmıştır.
İslami kaynaklara göre Hz. Süleyman (as) 500 yıl yaşamıştır. Kudüs’te vefat etmiştir. Kabri de Kudüs’tedir.
Hazreti Süleyman’ın (As) Mucizeleri Nelerdir?
Hz. Süleyman (as) hakkında hem tahrif edilmiş Tevrat’ta hem de tahrif edilmiş İncil’de bazı bilgiler mevcuttur. Ancak biz doğruluğu kesin olan bilgilerin İslami kaynaklarda olduğuna inanıyoruz.
Çünkü Hz. Süleyman (as) hakkında son ve hak din olan İslam’ın kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’de birçok ayeti kerimde kendisi hakkında bilgiler verilmektedir.
Hz. Süleyman’ın (as) Sebe Melikesi ile arasında geçenler ve vefat etmesi Kur’an-ı Kerim’de tereddüde mahal vermeyecek şekilde uzun uzun kıssa olarak anlatılmıştır.
Şimdi başlığımızdaki Hz. Süleyman’ın (as) mucizelerine gelelim… Hz. Süleyman’ın (as) en ilginç özelliği (mucizesi) cinlere hükmetmesiydi. Ordusu insanlar ve cinlerden oluşurdu. Bu güçlü ordusuyla Hz. Süleyman (as) Allah’ı inkâr eden devletlere karşı birçok savaş kazanmıştır.
Hz. Süleyman’ın (as) bir özelliği de peygamberler arasında en çok mucize gösteren peygamber olmasıydı. Sadece cinlere değil, hayvanlara ve rüzgâra da hükmederdi. Onlarla konuşurdu. Onlara emirler verirdi. Onlar da bu emirlere itaat ederlerdi.
Cinler, hayvanlar ve rüzgâr O’na (as) itaat eder, O’ndan (as) emir alır ve o emirleri yerine getirirlerdi. Hüdhüd isimli bir kuşu vardı ve bu kuşu çok uzakları görürdü. Gördüğü şeyleri de Hz. Süleyman’a (as) söylerdi. Hz. Süleyman (as) ordusuyla savaşa çıkacağı zaman bu kuş uzakları gördüğü için, düşman askerlerinin nerede konumlandıklarını görür ve Hz. Süleyman’a (as) düşmanın bulunduğu yeri önceden haber verirdi.
Hz. Süleyman’ın (as) kıssası Kur’an-ı Kerim’de Neml Suresi ve Sebe Suresin anlatılır. Bu surelerde Saba Melikesi Belkıs’ın Hz. Süleyman’ı (as) ziyaret etmesi, Müslüman olması, ikisinin Hüdhüd adlı kuşla haberleştikleri anlatılır.
Hz. Süleyman’a (as) güzel atlar verildiği, Belkıs’ın tahtının göz açıp kapayıncaya kadar kendisine getirildiği, cinlerin Hz. Süleyman’ın (as) emri altında çalıştıklarını, erimiş bakırın O’nun (as) için sel gibi akıtıldığını da bu Kur’an-ı Kerim’deki Surelerde anlatılan kıssadan öğreniyoruz.
Yine Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bilgilere göre Hz. Süleyman (as) asasına dayanmış halde tahtında vefat etmiştir. Uzun süre kimse Hz. Süleyman’ın (as) vefat ettiğini anlamamıştır. Kurtların asasını kemirmesiyle düşmüş ve vefat ettiği görülüp defnedilmiştir. Kabri Kudüs’tedir.
İnsanlar gibi cinler de Hz. Süleyman’ın (as) vefat ettiğini anlamamışlardır. Buradan anladığımız ve öğrendiğimiz şey şudur. İnsanlar gibi cinler gaybı, yani geleceği bilemezler.
Gaybı, yani geleceği Allah’tan (cc) başkası bilemez. Allah (cc) bazen Peygamberlere gelecekten bazı haberler vermiştir. Bu da Peygamberlerin geleceği bildiği anlamına gelmez. Allah’ın (cc) bildirdiği dışında hiç kimse gelecek hakkında kesin bir bilgiye sahip değildir ve olamaz.
Günümüzde müneccim, falcı ve astrolog olarak ortaya çıkan bazı insanlar, gelecekten haber verdiklerini, gelecek hakkında bilgi sahibi olduklarını, gelecek hakkında doğru tahminlerde bulundukları iddia etmektedirler. Bu müneccim, falcı ve astrologların gelecekten haber vermesi ve bilgilere sahip olması mümkün değildir. Bunlar, uydurdukları yalanlarla çaresiz kalmış, arayış içinde olan insanları kandırarak para kazanmaktadırlar.
Mühr-i Süleyman (Süleyman Mührü) Yüzüğü Nedir?
Bu soruya cevap vermek için önce rivayetlerden başlayalım. Rivayetlere göre Hz. Süleyman’ın (as) yeşil yakuttan yüzüğü cennetten getirilmedir. Bunu yazımızın ilerleyen bölümünde ayrı bir başlık altında daha detaylı bir şekilde anlatacağız.
Süleyman (as) mühründe ismi Azam yazılıdır… Mühr-i Süleyman, Hz. Süleyman’a (as) isnat edilen, eline takana olağanüstü güçler veren yüzüktür.
Peki Mühr-i Süleyman’ın (Süleyman mühürü) şekli nasıldır? Mühr-i Süleyman, birinin tabanı diğerinin tepesine, diğerinin tepesi diğerinin tabanına geçirilmiş iki eşkenar üçgenin meydana getirdiği bir şekilden oluşan semboldür.
Bu sembol Müslümanlar arasında “Hatem-i Süleyman” olarak bilinir. Yahudi ve Hristiyanlar tarafından ise “Davud yıldızı” diye adlandırılmıştır. Adlandırmalar farklı olsa da aslında Müslümanların da Yahudilerin de Hristiyanların kastettiği şey Mühr-i Süleyman’dır. Yani günümüz ifadesiyle Süleyman Mührüdür.
Hz. Süleyman’ın (as) peygamber olması, sonraki çağlarda O’nun (as) kullandığı sembol ve mührün özellikle Müslüman devletler ve halklar arasında yaygın bir şekilde kullanılmasına sebep olmuştur.
Mühr-i Süleyman (Süleyman mührü) Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu devirlerinde çok yaygın olarak kullanılmıştır.
Mühr‑i Süleyman’ın, kılıç, bıçak, pala, cami, mezar taşları, şadırvanlar, kapı, tepsi, tabak, sikke, deri ve metal eşyalarda yaygın olarak nakış halinde işlenerek kullanıldığını görüyoruz. Hatta denizlerin fatihi, dünya tarihinin en büyük denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa’nın (RA) sancağında da Mühr-i Süleyman’ın kullanıldığı dikkatimizi çekmiştir.
Selçukluların başkenti olan Konya’da halen çok yaygın olarak seramik, hediyelik eşya, cam eserler, resim ve tablolarda Hz. Süleyman (as) mührünün (Mühr-i Süleyman) kullanıldığını ve bu sembolün yaşatıldığını görüyoruz. Konya’da tarihte ve günümüzde yapılan birçok cami ve binada da bu sembolün en dikkat çeken yerlere işlendiğini görmek mümkün.
Demek ki, bu mühür geçmişte Hz. Süleyman’ın (as) mührü olarak anlam kazanmış ve bu anlamda Yahudiler, Hristiyanlar ve en çok da İslam ülkeleri ve Müslüman halklar tarafından yaygın olarak kullanılmıştır.
“Mühr-i Süleyman yüzüğüne” benzetilerek yapılan gümüş yüzükler ise dünyada geçmişte ve günümüzde en çok kullanılan aksesuardır. Bu yüzüğün gizemi hakkındaki rivayetler insanları bu sembolün işlendiği altın ve gümüşten yapılmış; yüzük, kolye, madalyon, bileklik ve benzeri aksesuarları kullanmaya teşvik etmiştir.
İnsanlar bu yüzüğün cennetten getirildiğine ve olağanüstü güçlere sahip olduğuna inanmaktadır. Hz. Süleyman’ın (as) vefatıyla bu yüzüğün kaybolması ise yüzük hakkındaki gizem ve tartışmaları daha da artmıştır.
İslam inancına bir Hadis-i Şerifle girdiği ve bu Hadis-i Şerif’teki ifadelerden dolayı gücü ve gizemi hakkındaki düşünceler daha da güçlenmiştir. O Hadis-i Şerif şu şekildedir; “Kıyametten önce yer altından elinde Süleyman’ın (as) mührü ve Musa’nın (as) asası olduğu halde bir Dabbe çıkacak ve asasıyla Müslümanların yüzünü aydınlatacak, mührüyle kafirlerin yüzünü mühürleyecektir.” (Müsned, II, 259; İbn Mace, Fitne, 31)
Mühr-İ Süleyman Yüzüğünün Hikayesi Nedir?
Burada İslam dini ve kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’deki bilgileri referans alacağız. İlk insan ve ilk Peygamber olan Hz. Adem’dir (as). Kendisine eş olarak yaratılan Hz. Havva annemizle birlikte bir süre cennette yaşadıktan sonra Allah (cc) tarafından dünyaya gönderilmişlerdir.
Hz. Âdem (as) dünyaya yanında bir şey getirmiştir. O da Allah (cc) tarafından kendisine verilen bir yüzüktür. Cennetten getirilen bu yüzük, dünyada bu yüzüğü parmağına takan kişiye olağanüstü birtakım güçler veren özelliğe sahipti.
Rivayet odur ki, Hz. Adem (as) cennetten dünyaya gönderildiğinde bu yüzükte kendisiyle birlikte dünyaya inmişti. Üzerinde “Mülk Allah’ındır” yazan bu yüzük, Hz. Adem (as) vefat edince tekrar cennete döndürüldü. 1000 yıl yaşadığı rivayet edilen Hz. Adem’den (as) sonra yeryüzünde insanların sayısı artmış ve değişik coğrafyalara dağılmışlardı.
Allah (cc) bu yüzüğü Cebrail (as) ile tekrar dünyaya gönderdi. Bu yüzüğün teslim edildiği kişi yine bir peygamberden başkası değildi.
Peki o peygamber kimdi?
Hz. Adem (as) ile cennetten çıkan, Hz. Adem (as) vefat edince tekrar cennete döndürülen yüzüğü; Allah’ın (cc) emriyle, melek Cebrail (as), Peygamber olan Hz. Davud’a (as) getirip teslim etmişti. İlerleyen çağlarda Mühr-i Süleyman yüzüğü olarak anılacak olan bu yüzük artık Hz. Davud’a (as) emanet edilmişti.
Yahudilerin yüzükteki sembolü bugün “Davud yıldızı” olarak adlandırması bundan dolayıdır.
Kur’an-ı Kerim’de geçen bir ayetten anladığımıza göre, Allah (cc), Hz. Davud (as)’a bu yüzüğü göndererek özel güçler vermiştir. Bu güçler, Allah’ın izin verdiği kadar; cinler, hayvanlar ve rüzgarla konuşmak ve onlara hükmetmek ve onlara emirler vermekti.
Hz. Davud’a (As) Verilen Yüzük Hz. Süleyman’a (As) Nasıl Geçti?
Tarih öncesi çağlarda yaşanan olaylar ve kişiler hakkında bilgilere ulaşmak o kadar zor ki. Tarihi eserlerden elde edilen bilgiler o çağ ve çağda yaşayan insanlar ile olaylar hakkında bize yeterince bilgi vermiyor.
Aslında eski çağlar, olaylar ve kişiler hakkında; bu çağlar, olaylar ve kişiler sınırlı sayıda da olsa; en doğru bilgilere dini kaynaklarda rastlıyoruz.
Hem detaylı bilgileri hem de tam doğru bilgileri bu kutsal metinlerden öğrenmek mümkün. O kaynağın da Kur’an-ı Kerim olduğunu söylemeliyiz.
Başlıktaki sorumuza dönecek olursak. Hz. Davud (as), tahtını ve bu gizemli, kendisine güçler, mucizeler getiren yüzüğü kime bırakacağı konusunda çocuklarını bir imtihana tabi tutar. Çocuklarına bazı sorular sorar. Bu soruların tamamına Hz. Süleyman (as) doğru cevap verir. Bunu üzerine Hz. Davud (as) vefat ettikten sonra yüzüğünün Hz. Süleyman’a (a)s) verilmesini ve kendisinden sonra Hz. Süleyman’ın (as) yerine kral olmasını vasiyet eder.
Hz. Davud (as) vefat ettiğinde de on iki yaşında olan Hz. Süleyman (as) hem yüzüğün yeni sahibi hem de halkının kralı olur.
Hz. Süleyman yüzüğü estetik, şık tasarımları ve rahat kullanımıyla ön plana çıkan popüler aksesuarlar arasında yer alır. Yüzük ölçünüze göre ayarlaması yapılmakta olup ideal, kullanım deneyimi sunuyoruz. Süleyman Mührü Yüzükler oldukça zarif ve ilgi çekicidir. Kadın Yüzük ya da Erkek Yüzük olarak tasarlanan, bu ürünlerle kendinizi tarz, öz güveni yüksek ve etkileyici hissedebilirsiniz. Hz. Süleyman mührü yüzüğü manevi içeriği, zarif tasarımı ve ergonomik kullanımıyla ön plana çıkar. Sanat34; geniş ürün ve renk skalasıyla size en uygun, özgün, şık ve tarzınızı ön plana çıkaran aksesuarlar sunarak sadelik ve zariflikten yana olanların tercihi olup ilgi çekici tasarımlarıyla göz doldurur. Tasarım kalitesi yüksek ürünlerimiz uzun ömürlü kullanılabilir. Günlük hayatta ya da özel günlerinizde kullanabileceğiniz davetlerin vazgeçilmez aksesuarlarındandır. Takı ve aksesuar tutkunları için en iyi modelleri, Sanat34 'te inceleyebilirsiniz.